SAMSUN ILICA..
Merhaba Ziyaretçi; Bugün Saat
Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar.. Ilıcadan Manzaralar..

.

*FORUM

=> Daha kayıt olmadın mı?

*FORUM - kurban bayramı

Burdasın:
*FORUM => DİNİ BİLGİLER => kurban bayramı

<-Geri

 1  2  3 Devam -> 

editör (Ziyaretçi)
21.12.2007 12:08 (UTC)[alıntı yap]
Kurbanlar Bolumu


"Kurban" Fıkıhta (udhiye) demektir. Bu "ümniye" veznindedir. "Kaziyye vezninde dâhiye" de denir. Bayram günleri kesilen, hayvanın ismidir.

Biz buna kurban diyoruz. "Uhdiye" nin çoğulu "Adâhi" , Dahiyenİn çoğulu da "dahâyâ" gelir.

Kurban kesmeye tadhiye denir ki: İbadet ve tâat niyetiyle, belli vakitte belirli hayvanı, boğazlamaktan ibarettir. Buna zebh ve nahr da denir.

Belirli hayvandan maksat; koyun, keçi, sığır ve deve gibi şer'an kurban edilmesi caiz olan hayvanlardır. Belli vakitten maksat, kurban bayramı gün­leridir. Kurbanın hükmü dünya'da bir vacibi yerine getirmek, âhirette sevap kazanmaktır. Sebebi ise vakittir. Vakit tekrar ettikçe kurban kesmenin vücubu da tekerrür eder.[1]



Kurbanın Vacib Oluşu


Kurban kesmek vacibtir. Zira Kur'an-ı Kerim'de: "Rabbin için namaz kıl, (kurban) kes"[2] buyrulmuştur. Hz- Peygamber de "Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyen bizim mescidimize yaklaşmasın"[3] buyurmuştur. Vacib olan, kurbanı kesip kanını akıtmaktır. Kurbanı diri olarak tasadduk etmekle bu yükümlülük yerine getirilmiş olmaz. Tasadduk ancak, kurban kesildikten sonra yapılır ki; bu müstehabtır.Kurban kesmek şu vasıfları ta­şıyan kişilere vaciptir:

1. Müslüman olmak

2. Hür olmak, köle olmamak

3. Mukim olmak, yolcu olmamak

4. Zengin olmak, bundan kasıt sadaka'yı fıtır verecek kadar bir zengin­liktir. Yani 20 miskâl (96 gr) altın veya 200 dirhem (640 gr) gümüşe mâlik olanlar, kurban kesmek zorundadırlar. Bu nisabın üzerinden bir sene geç­mesi şart değildir. Bu şekilde nisaba malik olmayanların ve Mekkî olmayan hacıların kestikleri kurbanlar, tatavvu ve nafile kurban sayılır. Hacc-i temettü ve hacc-ı Kıranda kesilen kurbanlar ise; vaciptir. Uhdiye kurbanından ayrıdır. Kurbanın vacib oluşunda erkek olmak şart değildir. Nisab miktarı mala sahip olan hür kadına da, kendi parasıyla kurban kesmek vaciptir.[4]



Kurban Kesmenin Vakti


Kurban kesmenin vakti; eyyam-i nahr (Kurban kesme günleri) denilen Zilhiccenin on, onbir ve onikinci günleridir. En iyi olanı kurbanı Zilhicce­nin onuncu günü kesmektir. Bu günler, Kurban Bayramının ilk üç günü ol­duğuna göre; kurban bayramının ilk günü kesmenin daha iyi olduğu anlaşı­lır. Bayramın üçüncü günü akşamına kadar da kurban kesilebilir. Kurban, şehirlerde; bayram namazından sonra, bayram namazı kılınmayan köylerde de fecrin doğuşundan sonra kesilir. Kurbanı gece kesmek mekruhtur.

Kurban bayramın üçüncü günü, güneş batmadan önce, zengin olan mü­kellef müslümana kurban vacib olur. Yine o gün, güneşin batışından biraz önce fakir düşen veya ölen müslümanlardan da kurban borcu düşer.[5]



Kurban Olabilen Hayvanlar


Bu vasfı taşıyan hayvanları kesmek kurbanın rüknüdür. Kurban olabi­lecek hayvanlar: Deve, sığır (inek, öküz, manda) ve davar (koyun, keçi) cin­sinden hayvanlardır. Bunların hem erkek hem dişisi kurban olabilir. Kümes hayvanları, eti yenilen vahşi hayvanlar kurban edilemezler. Devenin en aşa­ğı beş yaşında olanı, sığırın iki yaşında olanı ve davarın bir yaşında olanı, (veya daha az yaşta olup da bu yaşta gösterenleri) kurban edilebilir. Davar cinsinden hayvanları ancak bir kişi kurban edebilir. Bir deve veya sığırı ise; yedi kişiye kadar ortak olarak kesmek mümkündür.

Ortakların hepsinin müslüman olması ve hepsinin de niyetinin kurban kesmek olması gerekir. Eğer içlerinden sadece et almak veya ticaret maksadı ile kesmek niyetinde olan varsa, hiçbirinin kestiği kurban kabul olmaz.

Ortaklığın, hayvanı satın almadan Önce olması daha iyidir. Bir Müslü­man, kurban için satın aldığı bir sığır veya deveye, sonradan altı kişiyi daha ortak edebilir.[6]



Kurban Edilmelerinde Bîr Mahzur Olmayan Hayvanlar


Kurbanlık hayvanın şaşı, topal, boynuzlu veya boynuzsuz (kökünden kırık olursa olmaz) olmasında veya boynuzunun birazının kırık bulunma­sında, kulaklarının delinmiş veya enine yarılmış olmasında, kulaklarının uç­larından kesilip sarkık bir halde bulunmasında, dişlerinin azının düşmüş ol­masında, tenasül uzvunun bulunmamasında veya buruk olmasında bir mahzur yoktur. Yine yemini yiyebilen delirmiş hayvan, çok zayıf olmayan uyuz hayvan (çünkü uyuz ete geçmeyen bir deri hastalığıdır.) kurban kesilebilir.

Bununla birlikte en iyi kurban beşli ve gürbüz olandır.[7]



Kurban Edilmeleri Caiz Olmayan Hayvanlar


Gözü kör olan, dişlerinin çoğu dökülmüş olan, kulaklarının veya kuy­ruğunun yarısından fazlası kesilmiş veya kopmuş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, memelerinin başları kopmuş olan ve ku­lakları veya kuyruğu doğuştan bulunmayan hayvan kurban olamaz. Yine ke­miklerinde ilik kalmayacak kadar zayıflamış olan, kesilecek yere kadar yü-rüyemeyecek derecede topal olan hayvan ile hasta olan bir hayvan da kur­ban olamaz.

Bu kusurlardan birisi, kurbanda satın alındıktan sonra meydana gelse kurban sahibi zengin ise başka bir tane alır ve keser. Fakir bir kimse ise böy­le kusurlu olan hayvanı kurban edebilir, yerine başkasını alması gerekmez. Hatta böyle kusurlu bir hayvanı satın alıp kesebilir. Çünkü kurban fakirler için nafiledir. Nafilelerde ise- müsamaha sınırı geniştir.

Zengin kimsenin aldığı kurban henüz kesilmeden ölse yerine başkasını alması gerekir. Fakir kimsenin aldığı kurban ölse yerine başkasını alması ge­rekmez. Zengin kimsenin aldığı kurban kaybolup veya çalınıp da yerine baş­kasını kestikten sonra bulunsa, artık onu kesmesi gerekmez. Çünkü vacibi, yani kan akıtmayı yerine getirmiş bulunmaktadır. Fakat fakirin kesmesi ge­rekir. Çünkü satın aldığı hayvan kurban olarak üzerine borç olmuştur. Bu­nunla birlikte, yalnız birini de kesebilir. Herhangi bir sebepten dolayı bay­ramın ilk üç günü kurbanını kesmeyen bir zengin, kurbanın kendisini veya bedelini, fakirlere sadaka olarak verir. Ortak olarak kesilen kurbanda or­taklardan biri ölürse onun vârisleri hisseyi geri alamazlar.

Kurbanlık hayvan kesilmeden evvel doğursa yavrusu da kendisiyle be­raber kesilir.[8]



Kurbanın Kesilmesi


Kurbanlar, Kıbleye karşı yatırılarak "Bismillâhi Allâhü Ekber" diye ke­silir. Kurban öncelikle sahibi tarafından kesilmesi menduptur. Elinden gel­mezse, başkasına kestirir. Kurban kesilirken kurban sahibi kurbanın başın­da durur ve keseni vekil eder.

Kurbanı keserken hayvana eziyet edilmemeli, kesme yerine incitmeden götürmelidir. Kesmeden önce hayvana su vermek müstehaptır. Keserken kes­kin bıçak kullanılmalıdır. Hayvan yatırılıp kesime hazırlanırken kurban sahibi:

"Yüzümü göklere ve yeri yaratan Allah'a O'nun birliğine inanarak çevir­dim. Ben müşriklerden değilim. Benim namazım, ibadetim, hayatım veölümüm hep âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. Onun ortağı yoktur. Bana öy­le cm rolündü; ben (Allah'a) teslim olanların ilkiyim. Allah'ım dostum İbra­him'den sevgilin Muhammed'den kabul buyurduğun gibi, benden de kabul buyur." diye dua eder. Bundan sonra:

"Bismillâhi Allahu Fkber, Allatın Ekber Lailâhe ilellâhu vallahu Ek-ber ve lillâhilhamd Bismillâhi Allahu Ekber" denir ve hiç bir şey söylenme­den kurban kesilir. Sığır ve davarlar, hemen çenelerinin altından boğazla­nırlar. Boğazlarının iki tarafındaki şah damarlarıyla, yem, su borusu ve gırt­lakları kesilir. Deve ise ayakta sol ön ayağı bağlanarak göğsünün hemen üze­rinden boğazlanır. Hayvan tamamen can verdikten sonra yüzülür. Can çe­kişirken yüzülmez.[9]



Kurban Eti Ve Derisi Hakkında Yapılacak İşlemler


Kesdikten sonra, kurbanın etini dağıtmak müstehaptır. Kefaret ve ne­zir (adak) kurbanlarından başka, bütün kurbanların, bu arada vacib olan kurbanın da etinden, sahibinin ve aile efradının yemesi helâldir. Kurban ke­sen veya kestiren, kurbanının etinden yer ve yedirir. Yedirdiği kimsenin fa­kir olması şart değildir. Fakat, fakirlere dağıtılması daha iyidir. Kurbanın eti bir müddet saklanabilir. En az üçtebirini sadaka olarak dağıtmaktır. Eğer kurban sahibi orta halli, çoluk çocuğu fazla ise, onların yemesi için et bırak­ması menduptur. Eti dağıtmada ortalama olan ölçü; eti üçe ayırmaktır. Bir bölümünü evde bırakıp bir bölümünü fakirlere ve diğer bölümünü de dost, akraba ve komşulara dağıtmaktır.

Kurbanın kesilmeden önce yünü kırkılmaz, onlardan faydalanılmaz. Yine kurban olacak hayvanın sütünden istifâde edilmez, kurban kesildikten son­ra derisi ve bağırsaklarından faydalanılabilecek kısımları, sadaka olarak ve­rilebilir. Kurbanın derisinden çeşitli ev aşyası yapılabilir.

Fakat ne derisi ne de eti satılamaz veya yenecek içecek bir şeyle değişti­rilemez. Kullanılacak bir şeyle değiştirilebilir. Eğer satılacak olunursa, alı­nan bedel sadaka olarak verilmelidir. Bundan kasab ücreti de verilemez.[10]



Kurbanla İlgili Bazı Meseleler


İki üç kimse, yanlışlıkla birbirlerinin kurbanlarını kesecek olsalar, hep­sinin kurbanları sahih olur. Birbirlerine birşey borçlu olmazlar. Bu halde her-biri, eğer et dağıtılmamışsa, kendi hayvanının etini alır. Dağıtılmış veya ye­nilmiş ise, helalleşirler. Şayet cimrilik eder de helalleşmeyen olursa, kendisi­ne aradaki fark tazmin edilir. Bu halde, farkı olan da bunu sadaka olarak vermelidir. Zira bu, kurban etinin bedeline dahildir. Bir kimse kendisi­ne bırakılan bir kurbanı, sahibinin izni olmadan bayram günü, sahibinin adı­na, keserse bunu tazmin etmez. Sahibinin kurban borcu düşer.

Bir kimse kendisine emânet olarak bırakılan kurbanı kesemez. Zira, ona malik değildir. Bir kimse kendi malından bir ölünün ruhuna hediye olmak üzere alıp bayram günü kestiği kurbanın etinden yiyebilir. Başkasına da ve­rebilir.

Vacib olan kurbandan başka kurbanlar da vardır.[11]



1. Kurban (Kesmenin) Vacib Olduğu (Konusundaki) (Hadisler)


2788. ...Mihnef b. Süleym demiştir ki:

"Biz Arafat'da Rasûlullah (s.a.) le otururken şöyle buyurdu. "Ey insanlar! Şüphesiz ki her sene her ev halkına bir uhdiyye ve bir atire vardır. Atire nedir biliyormusunuz? Atire halkın errecebiyye dedikle­ri şeydir.

Ebû Dâvûd dedi ki; A tire neshedilmiştir. Bu (atire ile ilgili) haber neshedilmiştir.[12]



Açıklama



“Dadaya" kelimesi, dâhiye kelimesinin çoğuludur. Hanefi âlimlerinden tbn Abidin'in Şürünbilâlî"den naklettiğine göre "Dahiyye" kelimesi arapçada sekiz şekilde kullanılır: l. Udhiyye 2. IIdhiye 3. Idhiye 4. Idhiyye 5. Dahye 6. Dıhye 7. Edhatiin 8. Idhatün.

Hanefi fıkıh kitaplarından "ed-Dürr'iil Muhtar" isimli eserde açıklan­dığı üzere bu kelime, aslında kurban bayramı günü anlamına gelmekle bera­ber, zamanla mecazen kurban bayramı günlerinde kesilen hayvanlara isim olmuştur.

"Çocuk onun yanında koşma çağına erince -İbrahim Ona- yavrum dedi. Ben uykuda görüyorum ki, seni kesiyorum"[13] âyet-i kerimesinde de, işaret edil­diği gibi tslâmiyette; kurbanın tarihi Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmeğe karar vermesiyle başlar.

Hz. İbrahim'in, Allah için kurban etmeye karar verdiği oğlunun kim olduğu İslâm âlimleri arasında ihtilaflıdır. Bazılarına göre; Hz. İsmail'dir. Bazılarına göre de Hz. İshâk'tır.

"Şerh-u Müsellem-is-sübut" ta Hz. İbrahim'in kurban etmek istediği çocuğun, oğlu İshâk olduğu iddia edilmişse de İbn Abidin (r.a.) gerçekte bu çocuğun hz. İshak olmayıp Hz. İsmail (a.s.) olduğunu çeşitli delillerle isbât etmiştir. İbn Abidin'in açıklamasına göre Cumhur ulemâ da Hz. İbrahim'in kurban etmek istediği çocuğun oğlu İsmail olduğu görüşündedir.

Atire ise; Receb ayının ilk on günü içerisinde kurban edilen koyun de­mektir. Receb ayında kesildiği için bu ismi almıştır.Şevkâni'nin Neyl-ül-Evtâr isimli eserinde ifâde ettiği gibi, îmam Nevevi âlimler atire'nin Receb ayın' da kesilen kurban anlamına geldiğinde ittifak etmişlerdir.Metinde aecen = "Ev halkı'nın herbirine her sene bir kurban kesmek gerekir" cümlesi Sünen-i Ebû Davud'un bazı nüshalarında "Her ev halkına yılda bir kurban gerekir" Şeklin­de geçmektedir. Bu şekle göre; bir evin tüm fertleri için bir tek kurban yeter­li olmaktadır. Âlimlerin bu husustaki görüşlerini ileride 2380 numaralı hadisin şerhinde açıklayacağız inşâallâh.[14]



Bazı Hükümler



Her ne kadar bu hadis-i şerifin zahirinden, yılda bir defa kurban kesmenin her muslumana farz olduğu ve bu hususta zenginle fakir arasında bir fark olmadığı anlaşılıyorsa da “Bir kimsenin hâli vakti iyi olur da, kurban kesmezse, sakın bizim namaz kıl­dığımız yere (mescidimize) yaklaşmasın!"[15] mealindeki hadis-i şerif, bu ha­disin hükmünü tahsis ederek, kurban kesmenin, sadece dinen zengin sayılan müslüinanlara farz olduğunu bildirmiştir. Ancak bazıları bu ikinci hadisin senedinde- hadis alimlerince tenkid edilen Abdullah b. Ayyaş bulunduğu için mevzumuzu teşkil eden hadisi tahsis edemeyeceğini, söylemişlerdir.Ha­fız ibn Hâcer bu hadisin sahih, ravilerinin güvenilir kimse olduğunu bildir­miştir.

Kurban kesmenin hükmü üzerine alimler ihtilafa düşmüşlerdir. Alimle­rin bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde Özetlemek mümkündür:

"1. İmam Ebû Hânife ile Muhammed b. El-Hasen ve Hasen b. Ziyad'a göre kurban kesmek;" dinen zengin ve mukim olan her müslüman üzerine vacibtir.

Seys b. Sa'd ile İmam Evzâi de bu görüştedirler. Bu görüş; İmam Mâ­likten de rivayet olunmuştur. Delilleri: "Her kim namazdan önce kurbanını kesdi ise, onun yerine bir başkasını daha kessin. Kim de (namazdan önce bir kurban) kesmemişse şimdi besmele çekip kessin"[16] Mealindeki hâdis-i şe­riftir.

İbrahim-en-Nehâi'ye göre; kurban kesmek, zengin olan her müslüman üzerine vacibtir. Bu hususta mukim ile misafir arasında bir fark yoktur. Ancak Mina'da bulunan hacı adayları, bu hükümün dışındadırlar. Onlar zengin de olsalar kurban kesmekle mükellef değillerdir.

İmam Şafiî ile İmam Ahmed, İshak, Dâvûd ve Ebû Sevr (r.a.) e göre; kurban kesmek, sünnettir. Hanefi İmamlarından Ebû Yusuf ile Sâhâbe ve tabiinden bir cemaatin'de, bu görüşte oldukları rivayet olunmuştur.

İmam Tahâvi'nin açıklamasına göre; kurban kesmek, İmam Ebû Hâ­nife (r.a.)'e göre vâcib, İmam Muhammed ile İmam Ebû Yusuf (r.a.) ya gö­re sünnettir. Radiyyuddin en-Nişâbûrî de bu görüşü tercih etmiştir. İmam Mâlik (r.a.) in meşhur olan görüşü de budur.

Kurban kesmenin vâcib olduğunu söyleyen âlimlerin dayandıkları de­lillerden birisi

(Zilhicce ayının ilk on günü girip de) "biriniz bayramda kurban kes­mek istediği zaman artık (kurbanını kesinceye kadar) kendi vücudunun kıl­larından ve derisinden hiçbir şeye dokunmasın" Mealindeki 2791 numaralı hadistir.

İmam Şafiî (r.a.) ise bu hadiste geçen: "biriniz bayramda kurban kes­mek istediği zaman." sözlerinin kurban kesmeyi, kişinin kendi irâdesine bı­raktığına bakarak, bu hadisin kurban kesmenin vacip olmadığına delâlet et­tiğini söylemiştir. Kurban kesmenin vacip olmadığını söyleyen âlimlerin ikinci delilleri de, Taberâninin El-mu'cem-ü!-Kebir'inde sahih senedle Hüzeyfe b. Eseyd el-Gıfâri'den rivayet ettiği "Hz. Ebû Bekirle Ömer'in kendilerinin örnek alınacakları korkusuyla kurban kesmekten vazgeçtiklerini gördüm."[17] mea­lindeki haberdir.

Bu görüşde olan alimlere göre kurban kesmenin vâcib olduğunu söyle­yenlerin dayandığı deliller, delil olma niteliğinden uzaktırlar şöyle ki:

a. Onların dayandığı hadislerden birisi mevzumuzu teşkil eden hadisi şeriftir. Sözü geçen alimlere göre, hadisin senedinde kimliği meçhul olan Ebu Remle vardır. Dolayısıyla bu hadis zayıftır.

b. Onların ikinci delilini teşkil eden "Bir kimsenin hâli vakti iyi olur da kurban kezmezse bizim namazgahımıza yaklaşmasın”[18] mealindeki hadis-i şerife gelince, her nekadar Hafız ibn Hacer bu hadisin sahih olduğunu söy-lemişse de, merfu olmayıp, mevkuf olduğunu ve kurban kesmenin vucubu-na delâlet eden bir açıklık taşımadığını da bildirmiştir.

c. Üçüncü delillerini teşkil eden "Her kim namazdan önce kurbanını kesdi ise, onun yerine bir başkasını daha kessin. Kim de (namazdan önce kurban) kesmemişse şimdi besmele çekip kessin"[19] mealindeki hadis-i şeri­fe gelince, gerçekten bu hadis-İ şerifteki kessin emri, kurban kesmenin vü-cubuna delâlet etmektedir. Ancak buradaki vücub başlanılan bir ibâdetin fasit olmasıyla yeniden ifâ edilmesinin vâcib olması kabilinden bir vücubdur. Eğer-bir insan, bayram namazından önce kurban kesmeseydi üzerine ikinci bir kurban kesmek vacip olmayacaktı. Fakat, namazdan önce üzerine vacib ol­madığı halde, bir kurban kestiği ve bunu zamansız yapması sebebiyle de fesada uğrattığı için, üzerine ikinci bir kurban kesmek vacib olmuştur. Bu hadisin sonunda bulunan "kim de (namazdan önce bir kurban) kesmemişse şimdi besmele çekip kessin" cümlesine gelince; bu cümledeki emrin kişinin isteğine bağlı olarak verilmiş olması ihtimali vardır. Bu ihtimale göre söz ko­nusu cümlenin manası "namazdan önce kurban kesmeyen kimseler eğer kur­ban kesmek istiyorlarsa şimdi kessinler." demektir.

Kurban kesmenin vacip olduğunu söyleyenlerse; mutlak emrin vücub ifade ettiği kaidesinden hareket ederek sözü geçen hadis-i şeriflerdeki kur­ban kesmekle ilgili emirlerin, kurban kesmenin vücubuna delâlet ettiğini söy­lemişler. Hz. Ebû Bekir'le Hz. Ömer (r.a.)'in kurban kesmediğini ifade eden halleri de "Onların geçimlerinin beyt'ülmalden karşılandığı ve beytülmal-den aldıkları maaşın da kifayet miktarı olup kurban almağa yetmediği için, kurban kesmemişlerdir. Eğer bu halde kurban kesmiş olsaydılar, halk onla­ra bakarak, fakir olan kimselerin de kurban kesmesinin vacib olduğunu zannedeceklerdi." şeklinde tefsir etmişlerdir. Bilindiği gibi, kurban kesmenin vâcib olduğunu söyleyen Ebû Hanife (r.a.), vacibi farzdan ayrı bir manada kullanmış. Derece bakımından farzın vâcibten yerle gök arasındaki mesafe kadar üstün olduğunu söylemiş ve kurbanın vacib olduğuna dâir en büyük delilin ise "O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes”[20] âyet-i Verime-si olduğunu söylemiştir. Bu âyet-i kerimede, kurban kesmek, namazla bera­ber zikredilmiştir. Bu ancak kurban bayramı namazı ile kurban kesmek ola­bilir. Her ne kadar nahr kelimesi namazda el bağlamak, namazda kıbleye yönelmek, gibi manalara gelirse de, bu manalar zaten namaz kıl emrinin içinde mevcuttur. Tekrarlanmasında bir faide bulunmayacağı cihetle "venhâr em­rinin burada kurban kes” anlamında kullanıldığı anlaşılır.[21]



2789. ...Abdullah b. Amr b. As'dan demiştir ki: Peygamber (s.a,) (şöyle) buyurmuştur.

“Ben kurban gününü bayram gün (ler) i (ni) bayram (kabul et­mek) le emrolundum, yüce Allah o gün (ler)i bu ümmet için bayram kıldı." (Orada bulunan sahabilerden) birisi "Sütünden bir süre fay­dalanıp, sonra sahibine geri vermem şartıyla, bana emanet olarak ve­rilen sağmal bir hayvandan başka bir kurbanlık bulamazsam onu kur­ban edecek miyim? (bu hususta) ne buyurursun?" diye sordu. (Fahr-i kâinat efendimiz de): "Hayır, (onu kurban etme çünkü senin kurban kesmen gerekmez) Fakat sen saç (lar) indan ve tırnaklarından biraz kesersin, bıyıklarını kısaltır, eteğini de tıraş edersin, Aziz ve Celil olan Allah katında senin kurbanının tamamı, bundan ibarettir.'' buyurdu.[22]



Açıklama


el-Meniha: Bir kimsenin, sütünden yararlanması için bir fakire emanet olarak verdiği sağmal bir koyun veya

devedir.

Tıbî'ye göre el-Meniha kelimesinin burada, bir kimsenin, bir fakire ba­ğışlamış olduğu sağmal bir koyun, deve manasında kullanılmış olması ihti­mâli kuvvetlidir. Bu kelime, burada ister, emânet olarak verilen bir sağmal hayvan, isterse bir fakire bağışlanan sağmal hayvan anlamında kullanılmış olsun, varılan sonuç şudur ki; Rasûlü Zişân Efendimiz yanında, sütünden faydalandığı sağmal bir hayvandan başka kurbanlığı bulunmayan bir kim­senin, O hayvanı kurban etmekten men etmiştir. Fakat bu kimsenin, kur­ban kesme hususunda son derece arzulu ve ihlâslı olduğu halde fakirliği yü­zünden buna gücü yetmediğini görünce, onun da kurban kesme sevabına eriş­mesini sağlamak maksadıyla kendisine, kurban kesen kimseler gibi, kurban bayramının birinci günü saçlarını biraz kısaltıp, tırnaklarını keserek bayra­ma iştirak etmesini tavsiye etmiş ve kendisine böyle hareket etmekle, aynen kurban kesmiş gibi sevaba erişeceğini bildirmiştir.

Metinde geçen "Ben kurban gününü bayram kılmakla emrohındum..." Cümlesindeki kurban günü kelimesinin zahirinden anlaşılan vacib olan kur­ban kesme gününün bir günden ibaret olduğudur, "bu bakımdan Hümeyd b. Abdirrahmân, Muhammed b. Şirin, Davud-ez-Zâhiri gibi zatlar bu hadis-i şerifi delil getirerek kurbanın sadece Zilhiccenin onuna tesadüf eden ve = kurban kesme günü" denilen günde kesilebileceğini söylemişler­dir. Said b. Cübeyr ile Eb-üş-Şasâ da bu görüştedirler. Şu farkla ki bunlara göre, kurban bayramında Mina'da bulunanların kurbanlarını Zilhiccenin onu, onbir ve onikinci günlerinde kesmeleri caizdir.[23]

Fıkıh alimlerinin görüşlerini şu şekilde özetlemek mümkündür:

1. Kurban; Zilhicce'nin onunda, onbirinde ve onikisinde yani üç gün içerisinde kesilebilir.

İmam Mâlik ile Ebû Hânife ve taraftarları, Süfyan-ı Sevri İmam Ah-med b. Hanbel bu görüştedirler. İbnü'l-Kasar'ın rivayetine göre Hz. Ömer ile Hz. Ali, İbn Ömer, İbn Abbâs, Ebû Hüreyre ve Enes (r.a.) de bu görüş­tedirler. İbn Vehb; Abdullah b. Mes'ud (r.a.)nın da bu görüşte olduğunu rivayet etmiştir.

2. Kurban günleri; Zilhicce'nin onuncu, onbirinci, onikinci ve onüçüncü günleri olmak üzere, dört günden ibarettir. Kurban kesmek durumunda olan bir kimsenin, kurbanını bu günlerden birinde kesmesi caizdir.

Ata (r.a.) ile Hasan-ı Basri, el-Evzaî, Şafiî, Ebû Sevri (r.a.) hazretleri bu görüştedirler. Bu görüş, aynı zamanda Hz. Ali ile Hz. İbn Abbas'tan da rivayet edilmiştir.

3. Kurban günleri; Zilhicce'nin onuncu günü ile bunu takibeden altı gün­dür. Katade (r.a.) bu görüştedir.

4. Kurban günleri; on gün devam eder. İbn Tîn (r.a.) bu görüştedir.

5. Kurban günleri; Zilhicce'nin onuncu gününden sonuncu gününe ka­dar devam eder. Hasan-ı Basri (r.a.)'in bu görüşte olduğu rivayet olunmuştur.

İbn Tîn, bu görüşün Ömer b. Abdi'1-Aziz'den de rivayet edildiğini söy­lüyor. İbn Hazm, Süleyman b. Yesâr ile Ebû Seleme'nin de bu görüşte oldu­ğunu rivayet etmiştir.

6. Kurban kesme günü; sadece Zilhicce'nin onuncu gününden ibarettir. Ancak, Mina'da bulunanlar için bu süre üç gündür. Said b. Cübeyr ile

Câbir b. Zeyd (r.a.) Hazretleri bu görüştedirler.

7. Kurban kesme günü; sâdece Zilhicce'nin onuncu gününden ibarettir. Bu günden sonra i urban kesilemez. İmam Buhâri sahihinde bu mevzu

ile ilgili bab başlığında bu görüşe yer vermiştir.[24] Bu görüşü savunanların delili, konumuzla ilgili hadis-i şerifte geçen " Kurban kesme günü*' kelimesidir. Bunlara göre, bu hadiste (Yevm = gün) kelimesi ( = Kurban kesme) kelimesine izafe edilmiştir. Bu izafetteki takısı, cins ifade ettiğinden bu izafet, söz konusu kurbanların sadece bu günde kesilebileceği­ni, diğer günlerde kesilemeyeceğini ifâde eder.

Fakat bu görüş doğru değildir. Bu izafetteki (El) takısı kemâl ifade et­mektedir. Nitekim "El" takısı "ı= Asıl yiğit öfkeli zamanında nefsine sahip olandır.”[25] Hadis-i şerifindeki = kamil, yiğit) kelimesinde de görüldüğü gibi, genellikle kemal ifade eder. Dolayısıy­la konumuzla ilgili hadis-i şerifteki {# tabiri Kurban kesmek için en faziletli ve en uygun'* gün anlamına gelmektedir.[26] Söz konusu izafete bu açı­dan bakınca, çıkan sonuç şudur: Vacib olan kurbanları kesmek için, en fa­ziletli ve en uygun olan gün; Zilhiccenin onuncu günü olmakla beraber onu takib eden günlerde de kurban kesmek caizdir. Yukarıda isimlerini zikr etti­ğimiz bazı fıkıh alimleri: "Tüm mina vadisi kurban kesme yeridir. Tüm teş­rik günleri de kurban kesbe günüdür.[27] mealindeki hadise dayanarak bu sü­reyi dört gün olarak belirlerken, Hanefi âlimleri ile onların görüşünü paylaşanlar da el-Kerhi'nin muhtasarında Hz. Ali'den naklen rivayet ettiği; "Kur­ban kesme günleri üç gündür. Bunların en faziletlisi birinci gündür." Anla­mındaki hâdis-i şerifi tbn Ömerle İbn Abbas'dan rivayet edilen "Kurban kes­me üç gündür. Bu günlerin en faziletlisi ilk gündür."[28] anlamındaki hadis-i şerifle açıklayarak bu süreyi üç gün olarak belirlemişlerdir.



Francesco84 (Ziyaretçi)
28.01.2018 23:24 (UTC)[alıntı yap]
We suppose that alone a expert paragrapher can genius visionary ease that’s nothing succinct of correct http://ouanessayounsi.com/college-admission-essays/how-you-can-create-articles-for-the-college-paper/ and brings the most skilfully results. Out at home jl paul sharetermpapers. Every online essay novelist in our network has a strong track-record of providing research and penmanship support to students. Spirit catches you and you fall down essay florida
sihanFon (Ziyaretçi)
24.08.2020 21:27 (UTC)[alıntı yap]
<a href=https://www.victorinox.market/product/VX200512242> victorinox picknicker</a> <a href=https://www.victorinox.market/product/VX31N-RED14> victorinox 58</a>

https://www.victorinox.market/baggage/baggage36
lorisFon (Ziyaretçi)
01.03.2021 16:56 (UTC)[alıntı yap]
<a href=https://www.victorinox.market/product/VX18N-GRY1> VICTORINOX Spartan Wood</a> <a href=https://www.victorinox.market/product/VX20051234> victorinox wenger</a>

https://www.victorinox.market/product/GR1711131049
vselediKix (Ziyaretçi)
07.12.2021 20:40 (UTC)[alıntı yap]
И знаете, теперь пропивая курс, мне даже физические упражнения легче Ğ´Ğ°ÑŽÑ‚ÑÑ, хожу на йогу и в бассейн.
<a href=https://vseledi.ru/health/diety/effektivnost-i-shema-priema-reduksina-dlya-pohudeniya.html>отзывы о редуксин для похудения</a>
Да и вообще, общее самочувствие стало лучше, так что однозначно с Модельформ худеть быстрее.Каждый день ем гречку, очень вкусно и полезно, а главное она не жирная и от неё не толстеешь.
Эльвира, подскажите, пожалуйста, можно Модельформ 30 принимать после родов, я в декретном отпуске, хочу привести себя в порядок, скоро на работу выходить.Я очень хочу похудеть, помогите мне.
<a href=https://vseledi.ru/health/protivozachatochnye-tabletki-kak-pravilno-vybrat-i-prinimat.html>мажущие выделения при приеме противозачаточных таблеток</a>
Я Ğ·Ğ½Ğ°ÑŽ целительницу, которая действительно может помочь, ĞžĞ±Ñ€Ğ°Ñ‚Ğ¸Ğ»Ğ°ÑÑŒ к ней и не зря, она мне помогла сбросить вес.Что я только не делала, и объедалась, и часами на велике крутила педали и таблеток сколько голодала.
Ğ’ общем, ужас был как себя истязала, столько плакала, все говорили уже смирись, Ñ…Ñ€ÑŽÑˆĞºĞ°, личной жизни, соответственно, не было, самооценка внизу, пряталась уже от Ğ»ÑŽĞ´ĞµĞ¹, но приехала моя соседка и рассказала мне про целительницу, которая постоянно бывает в Израиле, и там и в России про нее многие уже Ğ·Ğ½Ğ°ÑŽÑ‚.ĞžĞ½Ğ° читает что-то над фото целый месяц, и Ğ·Ğ° этот месяц, с каждым днем после начинает вес снижаться, на сладкое не тянет, обжираловки нет, в общем, я похудела на 45 кг, я вешу теперь 62 кг, я Ğ»ĞµÑ‚Ğ°ÑŽ от счастья.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 7
Bütün postalar: 19
Bütün kullanıcılar: 8
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
60529 ziyaretçi (182286 klik)
İçerik bölümünün altındaki bilgi: Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol